ANİMEDE 15 ÖNERİ

Eylül 02, 2016
Top 10 ile başlayan hedefimi top 50 den top 15'e indirmeyi başardım (utanmasam yazardım daha da). Artık çocuğum gibi olan 15 anime ile size geldim. Heyecan doruktaaa!


Bana duygu karmaşası yaratan animelerin hepsi listede mevcut. Seçin, Beğenin, İzleyin!
 Geçelim biriciğim listeye;

15.Boku Dake Ga İnai Machi(Erased)
Tür: Sheinen, Psikoloji, Doğaüstü
Yayınlanma Tarihi:2016 Kış Sezonu

satoru fujinuma
Küççük Satoru ve Büyük Satoru
2016 yılı kış sezon animeleri arasında en sevdiklerimden erased. Hikayeden bahsetmek gerekirse ana karakterimiz Satoru Fujinuma bir manga yazarıdır, part time pizza işinde de çalışarak geçinmeye çalışmaktadır. Satoru'nun "revival" dediği türkçesiyle "canlandırma, yeniden gösterme" anlamına gelen doğaüstü bir yeteneği vardır, satoru bu yeteneğiyle zamanda geriye giderek anomalileri tespit edip kötü olayları engellemeye çalışır. -Çaktırmadan kahramanlık iç güdüsü bunlar yavrum-
Neyse efenim gün gelir devran döner, bir gün kendisinin suçsuz yere katil duruma düşürüldüğü bir olaya karışır. Sorun şudur ki; bu olayın eski arkadaşlarından Kayo Hinazuki'nin ölümüyle bir alakası vardır öyle ki kendini bir anda 18 yıl önceki ilkokul yıllarında bulur. Satoru  kendini neyin yanlış olduğunu bulmak, geleceği değiştirmek, kendini ve arkadaşlarını kurtarmaya çalıştığı olayların içinde buluveriiir. 
Spoilersız ancak bu kadarını anlatabiliyorum, hatta şunun içinde bile spoiler olmuş olabilir :P Hikayede sizi içine çeken bir naiflik var gerçekten, ilk başlarda devam etmemi sağlayan buydu aslında, daha sonraları hikayenin gelişimi ve Satoru&Kayo ikilisinin ilişkileri sizi merakta bırakıp sonuna kadar gitmenizi sağlayacaktır.
Açılış şarkısıda çok tatlı bişiy buraya bıraktım buradan


14.Mirai Nikki(The Future Diary)
Tür:Aksiyon, Gerilim, Fantastik
Yapım Yılı:2012
Future Diary
Gasai Yuno(arkadaki kızımız) ve ana karakterimiz Amano Yukiteru
''Senin geleceğin, benim ellerimde''
Son derece psikopat bir aşk hikayesine hazır olun!
Ana karakterimiz Amano Yukiteru tek yaptığı şey elindeki telefonla etrafı hakkında günlük tutup duran,asosyal bir tiptir. Oysaki bir diğer karakterimiz olan Gasai Yuno gerektiğinde insanları baltalayan(gerçek anlamda),kafalarını koparan ve kan dökmekten korkmayan şirin mi şirin, Yuki'ye aşık bir diğer günlük sahibidir. Mirai Nikki-Gelecek Günlükleri adını da aldığı şekilde size 90 gün içinde tüm geleceğinizi anlatan günlükler üzerine kurulu Ancak günlükler sizin hangi konu hakkında yazdığınıza göre değişiklik gösteriyor ve sürekli değişiyor. toplamda 12 günlük kullanıcısı var. Amaçları birbirlerini öldürüp, sağ kalan tek günlük kullanıcısı olmak,gelecek zaman ve yer tanrısı olmak. 12 kullanıcı da birbirlerini öldürmeye çalışırken geçen olaylarda gerilim ve aksiyon sizi içine çekiyor.
Ha ufak da bir uyarı yapayım anime sonrasında çevrenizdeki her şeye silah gözüyle bakabilirsiniz, psikopatlık yanınız daha çok kendini gösterebilir vesairee vesaireee...
Şahsi fikrimden bahsedecek olursam depresyona sürüklendiğim dönemlerde izlemiştim kendisini. Artık animeden miii yoksa yaz sıcağından mı bilemeceğim :P

13.Nana
Tür: Dram, Romatizm, Müzik
Yapım Yılı: 2006 
Anime, Osaki Nana, Hacchi
Osaki Nana ve Komatsu Nana
Tokyo'ya giden yan yana koltuklara oturarak tanışan bu iki Nana isimli kızın hüzünlü hikayesi dersek yalan olmaz. Karakter olarak her ne kadar zıt olsalarda kader onları Tokyo'da aynı daire için bakarken tekrar bir araya getirir, ev kirasını karşılayabilmek için ev arkadaşı olmaya karar verirler. Spoiler vermeden özet geçmek gerekirse; 707 numaralı o dairede kızlar hayatlarının aşk, iş, aile ve diğer sorunlarıyla baş etmeye çalışırlar. 20li yaşlarda bir kadınsanız size anlatabileceği bir sürü şey vardır Nana'nın.

Bence animenin bir sürü kusuru var ama onu bu kadar gerçek yapanda bu. Hiçbirimiz her zaman harika mükemmel efsanevi insanlar değiliz her ne kadar öyle olmak için kendimizi zorlasak da. Yaşamayı güzel yapan kendimizi böyle kabul edebilmek aslında...


12.Ansatsu Kyoushitsu(Assasination Classroom)
Tür:Komedi, Aksiyon
Yapım Yılı: 2015
Assasination Classroom
Kunigigaoka Ortaokulu 3-E sınıfı ve Koro Sensesi(Sarı Ahtapot bizim hoca :D)
Okula yeni gelen öğretmenle Kunigigaoka Ortaokulu öğrencileri bir amaç kazanır: 
Yeni gelen öğretmenleri -Koro Sensei- öldürmek
Çünkü yeni öğretmenin tek suçu derse geç kalan öğrencilerini azarlamak gibi bir şey değildir. Koro Sensei ayın %70'ini yok etmiş ve bir yıl sonrada Dünya'yı yok edeceğini söyleyen bir manyaktır. Şimdi de bir anlaşma sonucu kötü üne sahip 3-E sınıfı öğretmeni olur. Bu şekilde 3-E sınıfının görevi mezun olmadan önce öğretmenlerini öldürmek ve dünyayı kurtarmak olan 'Suikast Sınıfı'na dönüşür. Peki tüm bunlar yaşanırken Koro Sensei 3-E sınıfının kötü ününü yok edebilir mi? Ya çocuklar? Onlar nasıl etkileneceklerdir bu durumdan?
İzlerken gerçekten eğlenebileceğiniz zaman zamanda durup düşünmeye sebep olacak güzel bir anime Ansatsu Kyoushitsu. Koro Sensesi gibi bir öğretmene sahip oldukta başarılı öğrenciler olamadık mı diyesi geliyor insanın. İki sezondan oluşması da cabası yani tadından yenmez. 11-12 bölümlük seriler hep umutsuzluğa düşürür beni.
Sonuç kısmına geliyorum; sonuna kadar nasıl öldürecekler bu Koro Sensei'yi kesin öldüremeyecekler heheheh diye düşünmekle geçirten bir animemiz için iyi seyirler dileriiim! 


11.Psycho-Pass
Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon
Yapım Yılı:2012
anime, kougami shinya
Refah Bakanlığına Bağlı Timiz(Ana karakterlerimiz baştaki Kougami Shinya ve Tsunemori Akane)
Gelecekte başımıza neler gelebilir acebaaaa? tarzı distopyalardan biri Psycho-Pass. Sibly adı verilen yeni bir sistem geliştirmiş insanoğlu ve potansiyel suçluları bu sistem sayesinde fark ediyor. Psycho-Pass denilen şey de bu. Bir silah/alet yardımıyla karşısındaki insanın psycho-passini ölüçüyor, renklere göre kategorize ediyor. Renklerin açık, parlak renkler olması sağlıklı olduğunuz, koyu renkler ise gittikçe potansiyel suçlu olmaya başladığınız anlamına geliyor. İnsanların psycho-passleri belirli bir düzeyin üzerine çıktığında radarlara yakalanıyorlar ve kötü eğilimleri var denilerek bu insanlar toplumdan ayrılarak bayıltılıyor ya da infaz ediliyor. 
Şimciiik gelelim ana karakterlere. Kougami Shinya ve Tsunemori Akane.
Akane kızımız okulundan yeni mezun olmuş psycho-pass i çok düşük seviyelerde örnek vatandaş tipinde bir insancık iken gidiyor kamu güvenlik bürosunda çalışmak istiyor efenim. Birim 1 denilen time atanıyor müfettiş olarak. Bu birimlerin özelliği ise; iki gruptan oluşuyor :
Tazılar ve onları denetleyen Müfettişler.
Potansiyel suçluları avlayanlarda zaten bu Tazılar. Kougami Shinya'da bu tazılardan biri.
Tsunemori'nin Birim 1'e atanmasıyla yaşanan olayları konu alıyor anime. Distopyalara ilginiz varsa mutlaka bir bakıp başlamanız gereken bir anime. Spoiler olur diye çok bahsetmekten kaçınıyoruz ancak çeşit çeşit suçlular mı dersiniz, geçmişte kapatılamayan cinayet davaları mı hepside animede yer alıyor, sizi içine çekiyor bu konuda.

Animenin ikinci sezonuda var, bittikten sonra daha yok mu demeden belirteyim :))


10.Fate-Zero
Tür:Aksiyon, Macera, Fantastik
Yapım Yılı: 2011 
anime
Fate-Zero evrenindeki hizmetkarlar&efendiler
2006 yılında serinin ilk animesiyle karşılaştık. Fate Stay Night. Bu animeden sonra 2011 yılında çıkan ve grafikleriydi, çizimleriydi, konu işlenişiydi resmen Fate Stay Night a toz yutturan Fate-Zero karşınızda! Dırırıtdırıııı.
Kişisel Favorilerimden, kıyak geçecem ondan bu animeye hehehhe!
Fate Stay Night evrenindeki karakterlerinin analarının babalarının savaşı bu. Yani Kutsal Kase Savaşlarının dördüncüsü. İlk üç kutsal kase savaşı bir sonuca bağlanamamış(nedendir bilinmez) ama büyü dünyası çok umutlu bu sefer diyorlar bu sefer olucak, kase bizim olucak. 
Kase kase diye coşuyor bu insanlar da nedir bu kase? Kutsal Kase sahibini seçmek için yaptığı bu savaşın sonunda efendisini belirliyor ve efendisinin asla olamayacak imkansız sayılabilen isteklerini bile yerine getirebilecek bir büyü objesi/nesnesi artık ne derseniz öyle bir şey olarak lanse ediliyor. Tabi büyücüler birbirine giriyor.
Kutsal Kase Savaşlarında 7 hizmetkar ve 7 efendi savaşıyor. Hizmetkarlar geçmiş ve gelecekteki yaşamış kahraman ruhlar. Kase onları çağırarak efendilerine savaşta yardımcı olmalarını emrediyor. Resimde görebileceğiniz insanlarda kaseyi elde etmek için uğraşıyorlar. 
Şahsi fikir olarak Fate evrenindeki animeler arasında açık ara en iyisi. Neden diye soracak olursanız da Fate Stay Night'da 17li yaşlardaki çocuklar kendilerini kaseyi elde etmek için bir savaşın ortasında buluveriyolar ve bize -kimse kusura bakmasın- ergenlerin savaşını izlettiriyorlar. 2006'daki animenin çizimlerinin,grafiklerinin, aksiyon sahnelerinin kötülüğü de cabası. Ama seriye nereden başlamalı? Oradan başlamalı. Zero'da ise size gerçek bir savaş anlatılıyor(bence). En başından  Emiya Kiritsugu'nun düşmanları hakkında bilgi toplaması onları analiz etmesi örnek verilebilir. He Zero'nun atmosferi daha mı karanlık? Evet. Ama güzel mi güzel. 
Fate evreninde çıkan animelerde kişisel favorimdir. Seri genel olarak izlenebilecek güzel bir seri zaten. En azından bu şekilde aksiyon, macera, kan falan seviyorsanız zevk alabileceğiniz yapımlar. 
Serinin Fate Stay Night-Unlimited Blade Works adında bir animesi daha var hatta yakın zamanda Fate Stay Night-Heaven's Feel isimli bir filmi de çıkıyor. 
Son olarak da seriyle ilgili ufak dipnotla bitirelim; Fate aslında bir oyun ve oyunun üç farklı sonu olduğundan Fate Stay Night şeklinde üç anime çıkıyor karşımıza. Hepsinde olaylar farklı şekillerde işlenmiş bunu da belirtelim.
İzlediğinizde neden Zero daha iyiydi dediğimi anlayacaksınız diye düşünüyorum :D 


9.Ghost in the Shell: Stand Alone Complex
Tür: Bilim Kurgu, Gizem, Mecha, Aksiyon
Yapım Yılı:2002 
moroto
Bölüm 9'un karakterleri (Ortadaki ablamıs Motoko)
Geldik son zamanlarda filmi çekildiğinden dolayı çok konuşulan bir diğer animeyee. Aslında 1995 yılında film olarak çıkarılan Ghost in the Shell’in tv de yayınlanan anime versiyonu stand alone complex, devam serileride var elbette. Kült anime serilerinden efenim bu anime.
 Peki neden? Mecha, Gizem, Bilim Kurgu, Macera ne ararsanız var da ondan. Ana karakter öyle sağlam ki, hani diğer animelerde sıkça gördüğümüz o kendini ifade etmeye korkan pısırık kadınlardan gına geldiyse ilaç gibi gelecek. Hatta anime ve Matrix filmi arasındaki benzerlikler o kadar çok ki yapım şirketi bir ara dava açmayı bile düşünmüş. Evet, konu işlenişi olarak ağır, odaklanma gerektiren boş zamanımda öylesine izleyeyimlik bir anime değil ancak size bir şeyler katabilecek animelerden.
Gelelim konuya; yakın gelecekte 2030 yıllarında geçen animede insanlar artık vücutlarının her bir parçasını mekaniklerle değiştirebilmektedirler. Hatta öyle ki beyinlerini ‘cyberbrain’e çevirerek birçok işlerini daha kolay halledebilmektedirler. Anime asıl olarak devlete bağlı gizli bir kuruluş olan 9.Bölüm’ün başından geçenleri konu alıyor. Her bölüm başka bir olayı ele alıyor olarak varsayabiliriz bu animeyi. Bizden spoiler; aslında her şey birbiriyle bağlantılı :P
Tamam tamam daha bir şey demiyoruz. Animenin ikincisi de bulunmakta, yakın zamanda Scarlett Johansson içeren bir filmi de çıkacak demiştik, her ne kadar sinir olsam da bu rolü de kaptı pis kadın diye filmi heyecanla bekliyorum. Sizde izleyin gelin animeyi filmi de birlikte değerlendirelim ;)


8.Koutetsujo no Kabaneri(Kabaneri of the Iron Fortress)
Tür: Steampunk, Aksiyon, Fantastik
Yapım Yılı: 2016
kabaneri of the iron fortress
Ana karakterler: Mumei ve Ikoma
2016 yılı animeleri arasından bir tane daha. Aslında oldukça eleştiri oklarına tabii tutulsa da Shingeki no Kyojinle karşılaştırılsa da atmosfer bakımından bizce daha etkili olan Koutetsujo no Kabaneriyi de listeye eklemek istedim. 
Konusuna gelecek olursak; nedeni bilinmeyen bir şekilde bir salgın ortaya çıkmış ve insanlar Kabane adı verilen -bizim zombi dediğimiz- yaratıklara dönüşmeye başlamış ve insanlara saldırmaktadırlar. Anime henüz teknolojinin çok gelişmediği bir dönemde geçtiğinden kabaneleri öldürmek oldukça zor, birde üstüne kabanelerin kalpleri kalın bir zırhla kaplıdır, ısırdıkları insanları da kendileri gibi kabaneye dönüştürmektedirler. Hal böyle olunca da insanlar tren istasyonları çevresinde küçük köyler kurarak kendilerini korumaya çalışıyorlar. (O çağdaki en gelişmiş ulaşım aracı tren)
Ana karakterimiz Ikoma ise bu istasyonlardan birinde tren bakımında çalışan normal biridir ancak Ikoma'nın bir hedefi vardır: Kabaneleri öldürecek onların kalplerini delecek bir silah yapabilmek.
Neyse efenim günler böyle geçerken Ikoma'nın yaşadığı istasyona bir gün Kabanelerin kontrol altına aldığı bir tren girer ve köyü istila etmeye, insanları öldürmeye başlarlar. Ikomada bu sırada üzerinde çalıştığı silahının son ayarlarını yaparken bir Kabane evini basar ve Ikomada silahı onun üzerinde dener, başarılı oldu derkeeeen Ikoma ısırıldığını fark eder.
(Hazin son dfgfd şaka şaka) 
Ikoma virüs beyne ulaşmadan önce virüsü durdurmayı başarır ancaaaaak artık işler eskisi gibi olmayacaktır. Asıl hikaye bundan sonra başlıyor zaten.
Sağ kalan köylülerde bir trene atlayıp bir sonraki istasyona sığınmaya gitmeye, kurtulmaya çalışırlar. Ancak yer, yemek, su sıkıntılarıyla ne kadar başarılı olacaklardır? Peki ya Ikoma? Virüsü durdursa bile virüs onda bir takım etkiler bırakmadı mı? Mumei ne ayak? Merak eden izlesin! :D
Ben spoiler vermeycem. Kendime hakim olacağım!
Son olarak da genel olarak Shingeki no Kyojin'in ikinci sezonu beklerken izlenilen bir anime olarak değerlendirilse de haksızlık edildiğini düşünüyorum ben. Bu da benden dipnot. İnanmayın şans verin Koutetsujo no Kabaneri'ye. Saygılar, sevgiler efenim.


7.Tokyo Ghoul
Tür: Psikolojik, Gizem, Seinen
Yapım Yılı: 2014
kaneki ken
Ana karakterimiz Kaneki Ken
Hey ho! Resmen yazmaya kıyamıyorum, fotoğraf bulayım derken içinde kayboldum giflerin öyle seviyorum. Evet efenim, psikoloji gelişiminin her saniyesini görmek mi istiyorsunuz bir karakterin? Acı çekişini, kıvranışını, kendine inanamayışını? Doğru yerdesiniz. Tokyo Ghoul tam olarak da böyle bir anime, efsane ötesi bir mangaya da sahip. Hatta mangası halen devam etmekte.  İzleyin, izletin, okuyun, okutun. (O derece seviyorum kendisini, yine kıyak geçtim kanekiye)

Tamam hadi konusunda değinelim kısaca. Bir üniversite öğrencisi olan Kaneki Ken ve arkadaşı Hide'nin favori mekanıdır Cafe Anteiku. Bir gün Kaneki burada güzeller güzeli Rize ile karşılaşır, hatta tanışıp bir randevuya bile çıkarlar. İşlerde zaten buradan sonra değişir ya. Rize aslında Ghoul      -Türkçe Hortlak diyebiliriz- bir yaratıktır. İnsanları yiyerek beslenen bu yaratıklar Tokyo'da gizli bir şekilde avlanmaktadırlar ve bilin bakalım Rize'nin sıradaki avı kim? Kaneki Ken.
Peki ya sonra?
Böylelikle Kaneki kendini kendininkinden oldukça farklı bir dünyada buluverir.
Hikayenin genel olarak başlangıcı bu şekildeydi.
Rize ile hayatı değişen bir Kaneki.

Animede sıkça Kaneki'nin psikolojik durumunu görüyorsunuz hatta sonralara doğru neler neler fiyuuu. Serinin ikinci sezonu da 2015 yılında yayınlandı. Bu yılda üçüncü sezonu bekleniyordu ancak ertleendi (o kadar ertelemeye güzel bir şeyler çıkarsalar bari) Yakın zamanda mobil oyunu ve live-action u da gelecek Tokyo Ghoul'un. Takipteyim! ^.^

Şimciiik seriyle ilgili kötü haberler duyabilmenize karşılık uyarıyoruz. Öncelikle mangasını okursanız evet anime sizi tatmin etmeyebilir, baya sorunlar yaşarsınız "Ee bura böyle değildi, naptınııııız" diye sakin olun ama animeyi izleyin ilk önce. Mangası gerçekten harika ötesi ama ilk önce animeyi izleyen biri olarak konuşmak gerekirse mangada yer almamasına karşın animede gösterilip de çok sevdiğim yerlerde oldu. Şans verin mutlaka!
Ayrıca ilk sezonun açılış şarkısı da EF-SA-NE. Bunu da buraya bıraktım adı: Unravel
Bir sonraki!


6.Steins Gate
Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Macera
Yapım Yılı: 2011

Eveeet aslında xbox için geliştirilmiş bir oyun olan ancak daha sonradan animeye uyarlanan bir yapım daha. Paralel evrenler, kara delikler ya da zaman yolculuğu ilginizi çeker mi dostlar? Böyle deyince Doctor Who tanıtıyormuşuz gibi oldu (bak onuda çok severim yeni sezon gelsinde onuda inceleyeyim) ancak Steins;Gate tam bir yapboz olarak karşımıza çıkıyor. Her parçanın bir anlamı olduğu animelerden yani.
Gelelim ufakcık tanıtımına; çılgın mı çılgın bilim insanı Okabe Rintaru zaman yolculuğuyla ilgili bir konferansa katılır, burada Makise Kurishi ile tanışır, konferans bittikten sonra ise bir çığlık duyar, Makise Kurishi ölmüştür. Neye uğradığını şaşıran Okabe kendini dışarı atar ve yakın arkadaşına bir mesaj attığında tuhaf bir olay gerçekleşir. Okabe'nin az önce çıktığı binaya bir uydu çarpmıştır ve katılacağı konferans iptal olmuştur.
"Eee nasıl oldu bu? Adam zaten konferansa katılmamış mıydı çoktan?"
Zamanda geriye gitti de ondan.
Asıl hikayede tam olarak burada başlıyor zaten.
Bahsetmiştik Steins;Gate tam bir yapboz diye. Son bölümlerde bile ilk bölümlere atıflar yapıldığını, izlerken anlayamadığınız yerlerin aslında nasıl anlamlara sahip olduğunu bölümler geçtikçe görüyorsunuz. Hatta animede Cern ve John Titor isimleride oldukça yer kaplıyor. Gerçeklere de atıflar var yani. Eğer bilim kurgu sever biriyseniz kesinlikle izlemelisiniz, hatta izlettirin de bence!


5. Neon Genesis Evangelion

Tür:Bilim Kurgu, Mecha
Yapım Yılı:1995
eva
Neon Genesis Evangelion
Bu animeyle ilgili ne kadar uzun yazarsak o kadar haksızlık etmiş oluruz. 1995-1996 yıllarında yayınlanmış olmasına rağmen eskiymiş ya, çizimleri kötüdür kesin, konuda bilindiktir şimdi falan diye kesinlikle düşünmeyin.Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum. Ben anime izledim demeden önce oturun izleyin.
İlk başlarda sadece mecha gibi görünmesine de aldanmayın, karakter psikolojilerini çok iyi takip edip anlayabileceğiniz bir seri Neon Genesis Evangelion. Hatta sizi felsefik konularda içine çeker, zaman zaman beklediğiniz aksiyonu da size verir. Daha fazla bir şey isteyemezdik herhalde bir yapımdan.
Bizim önerimiz animeyi bitirdikten sonra filmlerine de mutlaka bakılmalı, hakkında düşünülmelidir. Yalnızca tüketip bitirip kenara atabileceğiniz animelerden değil Eva. 

4.Death Note
Tür: Doğaüstü,Dram,Fantezi,Polisiye,Psikolojik,Korku 
Yapım Yılı:2006
light yagami
Light Yagami ve L
"Dünya'daki üç büyük dedektif L, Earld Coil, Danuve benim. Bir çoğu kimliğimi araştırmaya kalkıp bu oyuna kanıyorlar. Eğer bu sırrı tutarsanız, bu çilek sizin."

Death Note tüm anime ve manga severlerin mutlaka bir kez de olsa duyduğu yada okuyup,izlediği ve bazılarımızınsa bu evrene giriş biletidir.(mesela ben;))

Death Note, Light Yagami adlı başarılı ve yakışıklı bir lise öğrencisinin defteri bulması ile başlar.Zekasını şimdiye kadar hep dersleri için kullanan Light, elinde tuttuğu gücün son derece farkındadır ve artık defteri hızla kullanmaya başlar. Defterin mantığı: bir isim yaz ve öldür!
 Light bu defteri öyle bir kullanır ki adeta efsaneleşir ve artık ondan Kira diye bahsedilmeye başlar.
Tüm bunlar olurken  sadece defter sabihinin görebildiği ve defterin asıl sahibi olan ölüm tanrısı Ryuk hep Light'ın yanındadır ve ona defterin kurallarını anlatır.
Death Note 'ta sıradan bir lise öğrencisinin hayatı ne kadar değişebilir onu görecekceksiniz. Anlattıklarımla Light'ın kötü biri olduğunu düşünebilirsiniz ama Light sadece zeki ve mantıklı biri ve bunu kullanmayı iyi biliyor.
Tabiki Dünya'da adı duyulmaya başlayınca peşine düşenler oluyor. Burada da animenin efsane isimlerinden biri olan L devreye giriyor. Hadi L'yi de izlerken tanıyın.
 Peki defter defter diyoruz ama bu defterden sadece bir tane mi var? Varsa sahipleri kim ve nerde?
Tüm sorularınız cevapları için sizi Death Note'a davet ediyorum, kesinlikle seveceksiniz:)

Geldik son üçlüye;

3.Re-Zero Kara Hajimeru İsekai Seikatsu (Re:Zero-Starting Life in Another World)
Tür:Dram, Fantastik, Komedi, Gerilim
Yapım Yılı: 2016 Bahar Sezonu
starting life in another world
Re-Zero karakterleri
Eveeeet 2016 yapımlarından tazecik bir şey. Aman da aman. 
Vallahi coşturuyor her izlediğimde beni. 
Her şey çok normal başlıyor aslında. Natsuki Subaru markette alışveriş yapan, oyun bağımlısı sıradan bir insan evladı. Marketten çıktıktan sonra yürürken birden etraf değişmeye başlıyor ve Subaru’muz bir anda kendini başka bir dünyada buluveriyooor. 
Elinde market poşetleri nere bura diye bakakalıyor. Daha sonradan başka bir dünyada olduğunu anladığında aslında hepimizin düşüneceği şeyi söylüyor; 
“Güzel prensesi kurtarmaya başka dünyadan çağırılan kahramanım kesin ben” 
Eee hani prenses Subaru? 
Subaru prensesi ararken Felt isimli bir hırsızla çarpışıyor. Ardından da Stella ile karşılaşıyor tabii. Emilia ona buralarda bir hırsız görüp görmediğini, hırsızın ondan önemli bir şey çaldığını söylüyor. Subaru da tabii Stella’yı görünce kesin diyor “İşte aradığımız prenses kesin bu, yardım edeyim ben sana hırsızı bulmanda”
Olaylar böylece başlamış oluyoooor. Ama bu kadar mı sandınız? 
Yok efenim. Gerilim ve Komedi boşuna yazılmadı tür kısmına. Subaru evet komik bir karakter ama onun ne dövüş yetenekleri var ne de harikulade bir zekası. 
Yani o sıradan basit bir insan.
 Geldiği dünya ise büyünün olduğu, insanların hala kılıç kullandığı Orta Dünya gibi bir dünya.
Subaru peki bu dünyada nasıl hayatta kalacak? (Kalamıyo bu da benden son spoiler heheheh)
Hani ana karakterdi Subaru? O zaman nasıl hayatta kalamıyor?
Merak eden varsa animeye başlayabilir! ;)  
Henüz finalinin gelmemesi sizi korkutmasın. Hatta öyle ki şu an yayınlanan bölümler arasında sinir krizlerine de soktu bizi Subaru, ancak animede duygularını gerçekten hissedebildiğiniz, düşüşünü de kalkışını da görebileceğiniz bir karakter ve ufak bir uyarı asla ilk bölümlerden pes etmeyin, birazcık daha sabredin, izlemeye devam edin. Yorumlarımızda haklı olduğumuzu anlayacaksınız. 


İzleyin yani, zaten buraya kadar okuduysanız artık bi yorumlarına bakın madem forum sitelerinde falan ;) 
Yazarlarınızdan dipnot: Dönemin en iyi animelerinden de deniliyor, ah keşke finalinide görebilsek bir an önce.
Güncelleme; finalini izledim arkadaşın. Bunun devamı falan gelecek inşallah, böyle kalmayacak bu? Acı çekerim bak.
Bir yıl sonra gelen güncelleme; o kırık buruk finalin ardından ovası geliyor re-zero'nun. Acı çektim. Kanadımı kırdılar. Hoş değil. Üşenmesem listedeki sıralamasını değiştiririm.

2.Gintama
Tür:Komedi, Macera, Fantastik, Bilim Kurgu
Yapım Yılı: 2006
Gintama Karakterleri -Bu kadar ciddili durdukların aldanmayın aslında hiiiiç öyle değiller-
2006 yılında yayınlanmaya başlamış 200 küsür bölümlük izledikçe izleyesiniz gelecek bir anime Gintama. Antidepresanınız da olur günü geldiğinde, mutsuz olduğunuzda kafanızı dağıtacak sizi mutlu edecek arkadaşınız da. Öylesine kendine çeken bir anime. İlk bölümleri sizi hüsrana uğratmasın ama deyim yerindeyse arap atı gibi sonradan açılanlardan Gintama.
Samuraylara çok da ihtiyaç olmayan bir dönemde yaşamalarına karşın Sakata Gintoki ve arkadaşları dünyayı daha yaşamaya değer bir yer haline getirebilmek ve elbette ev kiralarını ödeyebilmek için mücadele veriyorlar.
Hikayenin konusu genel hatlarıyla böyle. 
Ancak sizi Gintamaya bağlayan şey her ne kadar sürekli geyik olarak gözükse de karakterlerin derinlikleri, anlamları ve elbette diğer animelere yaptıkları atıflar. Öyle ki Sakata bir Bleach fanıdır, çilekli süte aşıktır, gümüş rengi saçları ve garip mimikleriyle her daim sizi eğlendirir. 
Animedeki her karakterin çok ayrı bir yapıya sahip olduklarını belirtmeden geçmeyelim, hepsi değişik bir şekilde baya baya psikopatlar. Bu sizi şaşırtmasın hatta kendinizi mutlaka içlerinden biriyle özdeşleştireceksiniz. 
Animenin 2015 versiyonu da çıkmış bulunmakta. Mangası da halen devam etmekte, ovaları da var bir sürü. Yani ardı arkası kesilmeyen bir seri. Öyle ki mangasının şu anda hazır 600 bölümü var (yakın zamanda bitecek diyorlar ama filmlerle destekleneceğini düşünüyoruz biz) 
Gintama'da kendinize komedili, parodili, trollü anime ararsanız başlayabileceklerinizin en iyilerinden. 
İyi seyirler dileriz!


1.Code Geass-Lelouch of the Rebellion
Tür: Mecha, Dram, Macera, Aksiyon
Yapım Yılı: 2006
lelouch of the rebellion
Code Geass Karakterleri (En ortadaki Lelouch Lamperogue, Yeşilli kızımız C.C ve sağ öndeki de Suzaku Kururigi)
"Güçsüz olmak günahsa, güçlü olmak adalet midir?"

Önce yazmayacaktım sonra dedim ki yaz gitsin. Ne kaybedersin. Zaten okuyucun yok bir şeyin yok. Herkes senin gibi ilk postlara kadar okur mu zaten onlarca okuyucun olsa bile?
(Evet bu bir itiraf)

 Geliyorum animeye; Code Geass buram buram mecha, dram, aksiyon içeren enfes bir anime. 
2010 yılında Britanya ve Japonya arasındaki savaşla başlıyor hikaye. Britanya 'Knigtmare Frame' dediği robotları kullanarak savaşta Japonya'ya karşı büyük bir zafer kazanıyor ve Japonya'nın adını 11.Bölge olarak değiştiriyor, Japonlara artık 11liler deniliyor, ülke işgal altında tutuluyor. 
Tüm bunlar yaşanırken Lelouch aslında bir Britanya prensi olmasına rağmen ülkesinden kovulmuş ve Japonya'da yaşamını sürdüren bir genç. İsimini Lelouch Lamperogue olarak değiştiriyor ve hayatına engelli kız kardeşi Nunally ile kimliklerini gizleyerek devam ediyorlar. 
Savaştan 7 yıl sonra askeri bir kamyonu çalan teröristler yoldan çıkar, o sırada yoldan geçmekte olan Lelouch da içeriden gelen bir ses üzerine kamyonun içine bakmak ister ancak kamyon tekrar hareket eder ve Lelouch orada mahsur kalır. Bir süre sonra askerler kamyonu kontrol altına alırlar ve Lelouch'un Japonya'daki ilk arkadaşlarından Suzaku bir asker olarak Lelouch'un karşısına çıkar, ona kamyonun içinden çıkmasında yardımcı olur. Bu sırada kamyonun içindeki kapalı bölmeden bir kız çıkar. Diğer Britanya askerleri kızı ve Lelouch'u vurmak isterler, ancak Suzaku buna engel olmaya çalışırken vurulur. Lelouch'u korumaya çalışan kızı da vururlar askerler ancak gizemli kız vurulmadan önce Lelouch'a özel bir güç verir: Kralların Gücü Geass

Lelouch bu güçle kız kardeşine yaşabileceği iyi bir dünya yaratmak ve Britanya'ya karşı kullanmaya karar verir.


Eveeet, hikaye aslında böyle başlıyor. Kız kardeşi Nunally için iyi bir dünya yaratmaya çalışan iyi kalpli abi Lelouch. Sonuna kadar da Lelouch bu çabasını sürdürür ancak işler hiç de beklediği gibi gitmez. Çoğu insan Light ve Lelouch u birbirine benzetir, karşılaştırır. Haklıdılar da aslında çünkü bu karakter de serilerinde bize ne kadar zeki olduklarını, mantıkla nelerin altından kalkabileceklerini ve plan yapmayı gösterirler. Light biraz daha beyin savaşları diyebileceğimiz bir olayı sürdürürken Lelouch'u gerçekten kılıç sallarken de görürüz.
Serinin iki sezonu bulunmakta R1 ve R2 olarak.
Şahsi fikir olarak ben R2 yi daha çok seviyorum. İşlerin daha ne kadar karmaşıklaşabileceğini göstermek istemişlerse ikinci sezonda bunu çok iyi başardıklarını ve altından çok iyi bir şekilde kalktıklarını görüyorum.
Daha önce hiç anime izlemediyseniz CodeGeass izleyerek başlayabilirsiniz ya da yeniyseniz ve izlemediyseniz de Code Geass izlemeden anime serüveninize devam etmeyin.

"All Hail Lelouch!"




Son Not: Buraya kadar bu uzun yazıyı sabredip okuduysanız teşekkürler.

Liste tamamen kişisel olup size göre değişiklik gösterebilir. Yani benim bir numaraya koyduğum Lelouch'u siz beş numaraya koymuş olabilirsiniz. Zevk meselesidir efendim.
Bu listenin içinden izledikleriniz ya da fikirlerimi dikkate alıp izleyecekleriniz varsa lütfen aşağıda yorum olarak belirtin, sizinle iletişim halinde bulunmayı fikirlerinizi dinlemeyi çok isterim.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Hoşçakalın,

CONNECT WEIRDS

 -d

6 yorum:

  1. steins gate aklımdaydı. rebellion en iyisi mi diyorsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için teşekkür ederim öncelikle, liste herkese göre değişmekle birlikte benim için zamanının en iyi animelerinden Lelouch :D

      Sil
  2. arayıp da google da bulamadığım blog karşıma bir anda geldi :D çok güzel bir yazı olmuş :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindiim :) Karşına çıkmasına mı daha çok sevindim yoksa yazıyı beğenmene mi ona karar veremedim gerçi :))

      Sil
  3. Çok ayrıntılı ve çok güzel rehber niteliğinde bir yazı olmuş. En son Final Fantasy izlemişliğim var müziklerini de çok beğenmişimdir. Ama yazını görünce anime izleme isteğim geldi. hepsi birbirinden güzel konulara sahip :)

    Bu arada yeni keşfettim takipteyim beklerim :)

    birsenle.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, güzel yorumunuz için teşekkür ederim, çok naziksiniz. :) Bende blogunuza uğrayacağım :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.