Kendimce Bir şeyler - Geri Geldim, Tam Gaz Devam!!

Selam,
Uzun zaman geçti üzerinden ama hala buralardayım. Ayrılmadım, ölmedim, hayattayım! 
Çok ilginç gelişmelerle geldiğimi söyleyemem aslında ama geri dönüş yazım olsun istiyordum uzun zamandır. Daha fazla ertelemek istemedim ve bakalım klavyeden neler çıkacak sizin için :P 
-kimse okumadığı için dert etmeme de gerek yok sanırım- -ve sonra birileri okumaya başladı-
Yazıya aptal olduğunu bağıran şarkıyı dinlerken başlamak istedim. Neden bilmem, hoşuma gitti. Bilinçaltı işte.
Burası ,benim olmak istediğim yer ama bazı şartlar diyelim biz, ayrı bıraktı. Bundan sonra her cumartesi buradayım! Shingeki no Kyojin ve Boku Hero no Academia animelerinin yeni bölümleriyle tam olarak aynı güüüün! hehehehhe güzel dönüş ^.^

Geçenlerden kafama basan şeylerden biriyle konuya girmek istiyorum. 
Konu başlığı "Biraz Konuşalım"sa artık zamanı gelmiştir değil mi?

Bir: Kendinizi diğer insanlardan önce koyun. 
Siz daha önemlisiniz. Sağlığınız, mutluluğunuz bunların hepsi sizin. 
Başkalarının mutluluğu bizi mutlu etmeye yetmiyor. Elimizden gelenin en iyi belkide onlar için en iyi şey değil. 
Bu bir itiraf sayılabilir: Bugüne kadar başıma ne geldiyse iyi düşündüğümden, insanlara fazlaca değer verdiğimden hatta bazende kendi mutluluğumun önüne koyduğumdan geldi. 
Sonuç başından beri aynıydı. 
Ben üzüldüm, her seferinde daha çok kırıldım. 
Yoluma bunlarla devam etmeyi öğrendiğimi düşündüm ama düşmeye devam ettim. Şimdi bile ocak ayında olduğum yerden daha derindeyim. Dipteyim demiyorum. Çünkü dip bizim kendi düşünce kuyularımızdan çıkamayışımızın ifade edilişi. Kendimizi neyle karşı karşıya bıraktığımızı 'dip' kelimesini kullanarak anlatmaya çalışıyoruz.
Neyse işte, ben yine her zamanki gibi bakış açımı kaybetmiş, analiz yapmasını bilmez ot halimle etrafta dolanıyordum. Zaten başka türlü yeni yıla kimse hayatından gelmiş geçmiş insanları düşünerek girmez. 


Peki ne oldu?

Biri bana kimsenin kolay kolay olamayacağı kadar açık sözlü oldu. Bilgi birikimini paylaştı. Herkes istediğin gibi olamaz dedi, kafama vura vura başkaları adına konuşma, kendin yaşa, kendin daha önemlisin dedi.
30 yıl sonra nerede olmak istediğimi sordu.
Hala bu konuda net bir planım yok, merak edeniniz varsa ama hayatımın sonuna kadar neler elde etmek istediğimi biliyorum. 
Bir yerlere hep ekstra çaba sarf ederek gelmek zorundaydım. Kapasitem yok değildi ama zeki değildim, dahi hiç değildim. 
Hala daha da durum aynı. 
Hah anımsatıcımdan mesaj; Her hafta bir yayın!
Bugün bu anımsatıcının 161'inci günü ve ben artık kendimde o cesareti buldum.

Yazdıklarımı kimsenin okumayacağını biliyorum, zaten böylesi daha rahat. Küfür de etsem aşk şiirleri falanda yazsam ne arkadaşlarım döner okur ne de dışarıdan birileri. Okusalardı utanırdım. Olduğum kişiden belki biraz. Romantik bir karakter olarak hayatınıza devam etmeye çalışmak çok yorucu çünkü. Bazılarından bunu gizlemeye çalışmak, üzerini örtmeye çalışmaktan bahsetmiyorum bile. Bilim insanı olacağım ben, bana duygusallıklarla gelmeyin diye bağırmam falan lazım aslında. Sanırım ben metafiziğide seviyorum.
İçinde fizik olan bir şeyi seviyoruuum! Liseden arkadaşlarım olsa gülerlerdi. Günün birinde bunun olacağını asla aklıma getirmezdim. Hayatımdan gelmiş, geçmiş ve gitmiş insanlar.

Üzülmüyorum. Tamam. Yalan. Üzüldüm. Çok canım yandı gerçekten birilerinin hayatlarına ben yokmuşum hiç varolmamışım gibi devam etmesi. 
Tek günde hayatlarından çıkabilmek çok acıttı, yalan yok. 
Ama hayat devam etti. Günler geçti, güneş doğdu, battı. Mevsimler değişti ve ben yine melankolik. Böyle şeyler işte. Ama kızgın değilim. Sadece şimdi fark ettiklerimi şu an fark etmiş olmamayı dilerdim.
(Bana yine de düğün davetiyelerinizi gönderin, düğününüzdeki eski sevgili rolüne bürünebilirim böyle şeyleri severim.)


Ah! Ne zaman, nerede hata yaptım diye kendime sormaktan sıkıldım. 
Ben bir şeylerden düşünüyorsam söylerim. Benim için en iyisini ben yapıyorsam yanımdaki arkadaşım, sevgilim, ailem kim olursa olsun yapsın isterim. 
Konuşmadan hiçbir şey hallolmuyor çünkü.
VE sadece sizin konuştuğunuz durumlar iletişim sayılmıyor. İletişimde alıcının etkinliğinide ölçmeniz önemli. Lise 1 dil anlatım. Şimdi fark ediyorum bana ne kattığını o yılın.


İleriye mi gitmek istiyorsunuz?
Arkanıza bakmadan devam mı etmek istiyorsunuz?
ÖNCE arkanızı temizleyin. Hiç olmadı toplayın. Yoksa ilerlemeye çalıştığınız yolların dikenleri ayaklarınızı daha çok acıtır, her seferinde geriye dönerken bulursunuz kendinizi. 
Başıma geldi. Oradan biliyorum.
Kilometrelerce ötedeki ruh eşinizide aramayın dostlarım. Her önüne gelenle de ilişki kurmayın. Çıkarcı deyince kötü durduğunu biliyorum ama biraz çıkar hayır durun daha iyi ifade etmenin yolunu buldum. 
Önceliği kendiniz yapın. 
En ufak günlük ilişkilerinizde bile. Bizler birer amaç değiliz çoğu zaman aracız çünkü. Acıtıyor evet ama toplum dediğimiz popülasyon için artık birer aracız.
Yaşamak gerekiyor bununla. Hele mühendis falansanız bunu anlayacak kadar saha deneyiminiz olmadan bilin yaşayın bununla. Hatta bunu lehinize kullanın. Annemin işgüzarlık dediği şey aslında bu.
Ve emin olun bu kötü değil, aksine artık bunu kullanmayanlar artık sömürülüyor, saf durumuna düşürülüyor-muş! 
Ne kadarı size hitap ediyor bilmiyorum. Ama bunları benim kadar geç fark etmeyin. 

Şimdilik benden bu kadar.
Haftaya görüşürüz!
Mutlu olun bu hafta. 
Yarın pazar mesela, havada güzel. Benim gibi kod yazmasını öğreneceğim diye evlerinize tıkılmayın :(( Rstudio çok acayip bişiy dostlar.

Ulaşmak isterseniz mail adresim; connectweirds@gmail.com

Günü gelince neden connect, neden weirds olduğumla ilgili konuşabiliriz de,
Hoşçakalın.
-d


ps: bugünlerde j-pop a çok benzettiğim hareketli bir şarkıyıda bırakıyorum, buraya tıklayarak dinleyebilirsiniz.  Her zaman indie cool falan takılamayacağım sorry :P
kişisel blog

2 yorum:

  1. temizlik iyidir yaaaa. tekrar hoşgeldiiiin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ^^ hoşbuldum. Şimdilerde hep iyi ki dönmüşüm, iyi ki devam etmişim diyorum.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.