Nisanda Heyecanlandıran Animeler
Mirhabaaaaa,
Sözümü tuttum, işte geldim buradayım. Hala okuyan takip eden kimse olduğunu düşünmesem de yazmaya devam edeceğim, bu da benim kendi dünyam. Bana hava hoş yani.
Henüz animelerin üç-beş bölümleri gelmişken nisan ayında beni heyecanlandıran ve izlemeye iten animelerden bahsedeceğim bugün. Blogun asıl temasın döndüm beybiiiis..
Shall we begin? 😉
Son sırayı sevmiyorum diye bağrındığım yeni sezonu başlayan birçoklarının göynünün efendisi ile açıyorum. Açtım!
İlk sezonu beni yarı yolda bırakan hani bunların power uplar, Eren ah Eren, beceriksiz Eren, anca konuşuyon Eren diye feryat ettiren animeydi kendisi. Sürekli bir korku havasıyla geçmişti. Bu sezonda farklı değil aslında, ilk bölümden de anladığım üzere silahlarını kaybedince o yenme ve ölme korkusu geri geliyor. İzlemesi hoş değil belki bazı kısımları. Ben sadece birazcık daha cesaret görmek istiyorum, bi Levi kadar olun demiyorum tabiki ama azıcık gayret.
Bu açıdan bakıldığında gerçekçi vs diyenlerde olacaktır, sevmiyorum arkadaşım.
İzlerim ama sonuçta neler dandik animeler izledi bu gözler :D Nereye varacağını merak ettiğim bir serüven aslında Shingeki no Kyojin. Hele mangada acayip yerler kendin göstermeye başladıkça daha da güzel olabiliyor ama en büyük sorunu bence; Yavaş İlerlemesi.
En azından benim geldiğim yerlere kadar bu böyle. Bi ara noluyo bu animede aq dediğim olmadı değil.....
İkinci sezon olarak güzel başladı ama diğer sezondan daha çok şey ortaya çıkmaya başlıyor, daha heyecanlı vs vs...
Güncelleme(03.02.2018) Mangasından devam etmeye karar verdim. Gerçi o da bir ay sonra geliyor ya neyse. Üçüncü sezonu da yoldaymış. Hala Attack on Titan'a karşı nefret besliyorum, sevmiyorum, sevenine başarılar dilerim. Saygılar.
Dünya 1000 yıl önce yaşam enerjisini(?) tüketerek ölmüştür ancak Y isimli kimliği bilinmeyen biri tarafından dişliler kullanılarak yeniden inşa edilir. Günümüzde ise lise öğrencisi olan Naota Miura'nın özel bir duyma yetisi ve mekaniğe karşı ilgisi vardır. Evine düşen siyah bir kutu ve bu kutudan çıkan robot bir kız ile karşılaşmasıyla hikaye başlar, diyorlar.
Henüz 3 bölümü gelmiş olan bu animeyi bende izlemedim. Hem biraz bölümü biriksin diye bekledim hemde öyle boş zamanım olmadı, giriş kısmı, afişi, fragmanı beni heyecanlandırdığı, izlemeyi düşünmeye ittiğinden paylaşayım dedim. Fantastik, mecha falan oh tam benim sevdiklerim.
Zaman zaman shoujo izleme isteğim ağır basıyor, zaman zamanda böyle fantastik evrenler, belki birazcık korku ögeleri falan kendine çekiyor beni. Bu ara bahar gelmesinden ötürü leyla oldum dolanıyorum ama sevdiğim türde yeni soluklar buldu mu dayanamıyorum be. Bunuda izleyeceğim dedim attım cebe. İstersen sende bir bakabilirsin sevgili okuyucum.
Güncelleme(03.02.2018) Çok açık konuşucam, çizimlerini beğenmedim ben bunun. Fragmanlarda farklı bir şey vaat ediyordunuz, izledim ilk bölümü bir şey yok? Devam etme isteği de gelmedi açıkçası. Bıraktım, izlemem de.
Shoujo dedim dimi? Valla uzaktan shoujo sandımdı ben bunu. Animenin havası falan ilkin öylesine tatlış geldi ki. İlk üç bölümü izledikten sonra hala böyle düşünmüyorum tabiki. Gizem ögeleri içeren her bölümü daha da izlemeye iten bişiy bu.
Sakurada isimli bir ada ve bu adanın insanlarını yarısından fazlasının özel güçleri var. Kimileri çok yararlıyken kimilerinin pek bir anlamı yok. İnsanlar bu adadan ayrıldıktan sonrada özel güçleri olduğunu unutuyorlar-mış. Asai Kei ve Haruki Misora isimli karakterlerimiz bir kızımızın iteklemesiyle tanışırlar ve kendi özel güçlerini kullanarak insanlara yardım etmeye çalışırlar. Hikaye aslında bunun üzerinden ilerliyor.
Gerek çizimleri, gerek yan karakteriyle -bakın ana değil yan karakterler- beni içine çekti. Ana karakterlerde iyi elbette. O gizem havası beni baya uçurdu. Acaba dedim, aradığım taze kan bu muydu? Bir mutlu oldum. İzliyorum, heyecanlıyım, daha da ne söylesem bilemedim valla :D
Güncelleme(03.02.2018) Bu anime asla güncelden takip edilmemesi gerekenlerdenmiş. Her bölüm bir sonrakini tetikliyor ve çocuklar geçmişle de gelecekle de oyun oynar gibi oynuyorlar. Zamanında yarım bırakmıştım ama devam edilmeli, gelecek vaat ettiğine inanıyorum hala. Devam edicem.
İkinci bir sezon dahaaaaaa. Bunun ikinci sezonu olmasına ne kadaaar sevindim size anlatamam. İlk sezonu çok basitti, 12-13 bölümde hiçbir şey olmamış gibi geldi. Tamam. Abarttım azıcık. Oralar giriş kısımlarıydı ama eksikti benim için ve bunun mutlaka devamı olmalı dedim. İkinci sezon geliverdi.
Karakterleri daha yakından tanıyacağız, ana karakterimiz, kıvırcığımız kendini keşfecek falan diye düşünüyorum. Kendimce bi umutlanıyorum ama bakalım inş gülüm.
Bu arada favori karakterim tabisiiii Katsuki. hehheeheh deli çocuk.
Güncelleme(03.02.2018) İkinci sezonun da yayınlanması ve üçüncü sezonun Nisan 2018'de başlaması üzerine güncelleme yapıyorum, favorim Todoroki olarak değişti. Bir tanıtım yazısında konuşuruz nedenler üzerine ;) Hala Midoriya ile ilgili pozitif düşünemiyorum power-up beklemesindeyim. Saygılar.
Göynümün efendisi, Madhouse'cuğumun yeni bebesi. Gözümün nuru. Daha nasıl iltifat etsem bilemedim, uzun zaman olduydu böyle animeye kapılmayalı ama şimdi ne çıkarsa Madhouse'dan izlemişimdir ve bir kere bile mutsuz etmedi sağolsun. Böyle bir şey nasıl olabiliyoooor? Hemen fangirling yapıverem ortalığa salıverem kendimi.
Geçen kış animelerinden olmasına rağmen ben bölümlerinin bitmesini bekledim, güzel ve boş bir zamanımda izleyeyim diye. NEDEN O KADAR BEKLEMİŞİM EFENİM. NEDEN. İlk bölümler biraz sarmadı höhüüü yapıyordum, Allah'ım çarpar çarpar. Bulmuşum böylesini de laf atıyorum.
Biraz kendime gelirsem eğer; konusu Dowa adı verilen birkaç eyalatten oluşan bir ülkenin ACCA isimli büyük kuruluşuyla alakalı. Ana karakterimiz bu kuruluşun teftiş departmanında çalışıyor. Ülke darbe söylentileriyle çarkalanırken yaşanılanlar konu alınıyor aslında. Gayet, basit, net. Çizimleri ve opening şarkısı ilk başlarda garibime bitmişti ama şimdi iyiki böyleler diyorum. O bile ayrı bir hava, bir asalet katıyor.
Bu sezon yine Madhouse yapacağını yapmış, bize güzel bir anime katmış diyorum efenim.
Güncelleme(03.02.2018) Neden izlemişim demedim hiç ACCA için, sonu tatmin etti hatta keşke devam etse bu hikaye burada kalmasa bile dedim. Sanmıyorum Madhouse devam ettirsin bir animesini ama bakalım artık...
Eveeet son sözlerime gelelim artık yavaş yavaş. Bugünlerde kendimi harika hissetmiyorum, hissedebilmek ne mümkün zati, ülke belli, insanlar belli. Nisan ayının sonları gelirken mutlu olalım, mutlu olmaya odaklanalım bence biz. Başka türlü kendimizi kurtaramıyoruz bu handikaplardan. Bir sonraki hafta bir inceleme yazısıyla karşınızda olacağım gibi duruyor. Görüşürüüüüz 🔜👋👋
Sözümü tuttum, işte geldim buradayım. Hala okuyan takip eden kimse olduğunu düşünmesem de yazmaya devam edeceğim, bu da benim kendi dünyam. Bana hava hoş yani.
Henüz animelerin üç-beş bölümleri gelmişken nisan ayında beni heyecanlandıran ve izlemeye iten animelerden bahsedeceğim bugün. Blogun asıl temasın döndüm beybiiiis..
Shall we begin? 😉
5) Shingeki no Kyojin
Shingeki no Kyojin 2.Sezon |
İlk sezonu beni yarı yolda bırakan hani bunların power uplar, Eren ah Eren, beceriksiz Eren, anca konuşuyon Eren diye feryat ettiren animeydi kendisi. Sürekli bir korku havasıyla geçmişti. Bu sezonda farklı değil aslında, ilk bölümden de anladığım üzere silahlarını kaybedince o yenme ve ölme korkusu geri geliyor. İzlemesi hoş değil belki bazı kısımları. Ben sadece birazcık daha cesaret görmek istiyorum, bi Levi kadar olun demiyorum tabiki ama azıcık gayret.
Bu açıdan bakıldığında gerçekçi vs diyenlerde olacaktır, sevmiyorum arkadaşım.
İzlerim ama sonuçta neler dandik animeler izledi bu gözler :D Nereye varacağını merak ettiğim bir serüven aslında Shingeki no Kyojin. Hele mangada acayip yerler kendin göstermeye başladıkça daha da güzel olabiliyor ama en büyük sorunu bence; Yavaş İlerlemesi.
En azından benim geldiğim yerlere kadar bu böyle. Bi ara noluyo bu animede aq dediğim olmadı değil.....
İkinci sezon olarak güzel başladı ama diğer sezondan daha çok şey ortaya çıkmaya başlıyor, daha heyecanlı vs vs...
Güncelleme(03.02.2018) Mangasından devam etmeye karar verdim. Gerçi o da bir ay sonra geliyor ya neyse. Üçüncü sezonu da yoldaymış. Hala Attack on Titan'a karşı nefret besliyorum, sevmiyorum, sevenine başarılar dilerim. Saygılar.
4) Clockwork Planet
Clockwork Planet |
Henüz 3 bölümü gelmiş olan bu animeyi bende izlemedim. Hem biraz bölümü biriksin diye bekledim hemde öyle boş zamanım olmadı, giriş kısmı, afişi, fragmanı beni heyecanlandırdığı, izlemeyi düşünmeye ittiğinden paylaşayım dedim. Fantastik, mecha falan oh tam benim sevdiklerim.
Zaman zaman shoujo izleme isteğim ağır basıyor, zaman zamanda böyle fantastik evrenler, belki birazcık korku ögeleri falan kendine çekiyor beni. Bu ara bahar gelmesinden ötürü leyla oldum dolanıyorum ama sevdiğim türde yeni soluklar buldu mu dayanamıyorum be. Bunuda izleyeceğim dedim attım cebe. İstersen sende bir bakabilirsin sevgili okuyucum.
Güncelleme(03.02.2018) Çok açık konuşucam, çizimlerini beğenmedim ben bunun. Fragmanlarda farklı bir şey vaat ediyordunuz, izledim ilk bölümü bir şey yok? Devam etme isteği de gelmedi açıkçası. Bıraktım, izlemem de.
3) Sakurada Reset
Sakurada Reset karakterleri |
Sakurada isimli bir ada ve bu adanın insanlarını yarısından fazlasının özel güçleri var. Kimileri çok yararlıyken kimilerinin pek bir anlamı yok. İnsanlar bu adadan ayrıldıktan sonrada özel güçleri olduğunu unutuyorlar-mış. Asai Kei ve Haruki Misora isimli karakterlerimiz bir kızımızın iteklemesiyle tanışırlar ve kendi özel güçlerini kullanarak insanlara yardım etmeye çalışırlar. Hikaye aslında bunun üzerinden ilerliyor.
Gerek çizimleri, gerek yan karakteriyle -bakın ana değil yan karakterler- beni içine çekti. Ana karakterlerde iyi elbette. O gizem havası beni baya uçurdu. Acaba dedim, aradığım taze kan bu muydu? Bir mutlu oldum. İzliyorum, heyecanlıyım, daha da ne söylesem bilemedim valla :D
Güncelleme(03.02.2018) Bu anime asla güncelden takip edilmemesi gerekenlerdenmiş. Her bölüm bir sonrakini tetikliyor ve çocuklar geçmişle de gelecekle de oyun oynar gibi oynuyorlar. Zamanında yarım bırakmıştım ama devam edilmeli, gelecek vaat ettiğine inanıyorum hala. Devam edicem.
2) Boku no Hero Academia 2.Sezon
İkinci bir sezon dahaaaaaa. Bunun ikinci sezonu olmasına ne kadaaar sevindim size anlatamam. İlk sezonu çok basitti, 12-13 bölümde hiçbir şey olmamış gibi geldi. Tamam. Abarttım azıcık. Oralar giriş kısımlarıydı ama eksikti benim için ve bunun mutlaka devamı olmalı dedim. İkinci sezon geliverdi.
Karakterleri daha yakından tanıyacağız, ana karakterimiz, kıvırcığımız kendini keşfecek falan diye düşünüyorum. Kendimce bi umutlanıyorum ama bakalım inş gülüm.
Bu arada favori karakterim tabisiiii Katsuki. hehheeheh deli çocuk.
Güncelleme(03.02.2018) İkinci sezonun da yayınlanması ve üçüncü sezonun Nisan 2018'de başlaması üzerine güncelleme yapıyorum, favorim Todoroki olarak değişti. Bir tanıtım yazısında konuşuruz nedenler üzerine ;) Hala Midoriya ile ilgili pozitif düşünemiyorum power-up beklemesindeyim. Saygılar.
1) ACCA 13-ku Kansatsa-ka
Göynümün efendisi, Madhouse'cuğumun yeni bebesi. Gözümün nuru. Daha nasıl iltifat etsem bilemedim, uzun zaman olduydu böyle animeye kapılmayalı ama şimdi ne çıkarsa Madhouse'dan izlemişimdir ve bir kere bile mutsuz etmedi sağolsun. Böyle bir şey nasıl olabiliyoooor? Hemen fangirling yapıverem ortalığa salıverem kendimi.
Geçen kış animelerinden olmasına rağmen ben bölümlerinin bitmesini bekledim, güzel ve boş bir zamanımda izleyeyim diye. NEDEN O KADAR BEKLEMİŞİM EFENİM. NEDEN. İlk bölümler biraz sarmadı höhüüü yapıyordum, Allah'ım çarpar çarpar. Bulmuşum böylesini de laf atıyorum.
Biraz kendime gelirsem eğer; konusu Dowa adı verilen birkaç eyalatten oluşan bir ülkenin ACCA isimli büyük kuruluşuyla alakalı. Ana karakterimiz bu kuruluşun teftiş departmanında çalışıyor. Ülke darbe söylentileriyle çarkalanırken yaşanılanlar konu alınıyor aslında. Gayet, basit, net. Çizimleri ve opening şarkısı ilk başlarda garibime bitmişti ama şimdi iyiki böyleler diyorum. O bile ayrı bir hava, bir asalet katıyor.
Bu sezon yine Madhouse yapacağını yapmış, bize güzel bir anime katmış diyorum efenim.
Güncelleme(03.02.2018) Neden izlemişim demedim hiç ACCA için, sonu tatmin etti hatta keşke devam etse bu hikaye burada kalmasa bile dedim. Sanmıyorum Madhouse devam ettirsin bir animesini ama bakalım artık...
Eveeet son sözlerime gelelim artık yavaş yavaş. Bugünlerde kendimi harika hissetmiyorum, hissedebilmek ne mümkün zati, ülke belli, insanlar belli. Nisan ayının sonları gelirken mutlu olalım, mutlu olmaya odaklanalım bence biz. Başka türlü kendimizi kurtaramıyoruz bu handikaplardan. Bir sonraki hafta bir inceleme yazısıyla karşınızda olacağım gibi duruyor. Görüşürüüüüz 🔜👋👋
Her ne kadar 10-20 gün kadar geç kalmış olsam da yorum yazmaya, belirtmek isterim sizin sayenizde 2017 yazında izleyecek birkaç dikkatimi çeken anime buldum...
YanıtlaSilve sizden -bundan sonra- takipçiniz olarak isteğimi belirteyim;
Bence bu blog'a bir üye olabilelim biz...
Yorumun için çok teşekkür ederim yazımın okunduğunu ve birilerine faydalı olduğunu bilmek çok güzel :) bu arada blogumun değişen temasıyla birlikte artık böyle bir seçenek var. Mail adresin ile birlikte veya googleplus hesabınla blogumu takip edebilirsin!
Sil