Pazar gibi bir pazartesi.
Hei.
Bu girişi cidden sevmeye başladım. Kendime yeni girişler deniyorum, arıyorum artık mazur görüver.
Bugün aslında konu tanıdık. Ben yine içimi dökmeye geldim.
Bugün pazartesi ama ben yine günleri karıştırdım, pazarmış gibi hissediyorum. Pazar gününün kırıklığı var galiba içimde.
Burada söyleyemediklerimi söylüyor gibi görünüyor. Farkındayım, ki çoğu zamanda öyle. Yalan yok. İçimde ne varsa döküyorum işte. Bundan yanlış ya da eksik kırık dökük olan bir şey de yok. Birkaç arkadaşımın buraya okumasına izin vermem de buna kanıt olarak gösterilebilir.
Cidden burayı okuyan ,mail geldiğinde üç beş tıklayıp tıklanmamı arttırmaya çalışan, yazdıklarımı okuyan arkadaşlarım var. Tişikkirlir sipirminciklerim. :)
Ben, sadece arkadaş ortamında bu blog işinden bahsedince biraz çekiniyorum, hala yorum almaya alışamadım. Çoğu zaman çok ani tepkiler gösteriyorum. Onunda farkındayım.
Çoğu da zaman kırılgan, alıngan biriyim. Kendimi bu konularda tanıyorum az çok. Ama arkadaşlarımı da tanıyorum. Bir şeyi açıklığa kavuşturmalıyız artık. Buraya yazıp çizdiklerim, sizden gizlediğimi ya da ifade etmediğimi düşündüğünüz şeyler beni yaralamıyor. Sizi de yaralamasın.
Ben geçtim oraları. Sizde geçin.
Bazen doğru zamandır içinizdeki çoğu şeyi ortaya döküverirsiniz bir anda. İnsanlarla aranıza ördüğünüz tüm duvarlar iniverir birden.
Bazen de işte, bazende değer verdiğiniz insanlara anlatamazsınız çünkü doğru zaman değildir.
Yeri değildir yani.
Bazı parçalarım eksik ya da şöyle söyleyeyim arkadaşlarımın, burayı okuyan senin anlayamadığın şeyler eksik bende. Biliyorum. Ama bunlara üzülmüyorum ve yapmayı hep sevdiğim şeyleri yapmaya devam ediyorum.
Herkes şey der, hayatın inişleri çıkışları vardır.
Doğru.
O kadar çok iner çıkarsınız ki bazı basamakları öyle bir zaman gelir ki artık ilk çıkışta beklersiniz iniş ne zaman diye. En mutlu anlarımızı kendimize zehir ederiz belki de böyle yaparak.
Ama hayır.
Her anın, mutluluğun çok değerli.
Hayatta kendin için çizdiğin tablo çok değerli.
Bizim dünümüz ve yarınımız kadar bugünümüzde değerli.
Üniversite son sınıftayken okul gözüne daha hoş gelir mesela. Tıpkı hayatının son yıllarındayken nasıl çevrende ses olmasını, insanları özlersin tıpkı onun gibi.
Her şeyin farkına biterken varmaya şartlandırılmışken bunu değiştirme şansımız bugün var.
Pazartesiyi güzel bir gün yap, salıyı ise pazartesiden daha güzel yap. Çünkü hala şansın var.
Görüşmek üzere, -d
Bu girişi cidden sevmeye başladım. Kendime yeni girişler deniyorum, arıyorum artık mazur görüver.
Bugün aslında konu tanıdık. Ben yine içimi dökmeye geldim.
Bugün pazartesi ama ben yine günleri karıştırdım, pazarmış gibi hissediyorum. Pazar gününün kırıklığı var galiba içimde.
Burada söyleyemediklerimi söylüyor gibi görünüyor. Farkındayım, ki çoğu zamanda öyle. Yalan yok. İçimde ne varsa döküyorum işte. Bundan yanlış ya da eksik kırık dökük olan bir şey de yok. Birkaç arkadaşımın buraya okumasına izin vermem de buna kanıt olarak gösterilebilir.
Cidden burayı okuyan ,mail geldiğinde üç beş tıklayıp tıklanmamı arttırmaya çalışan, yazdıklarımı okuyan arkadaşlarım var. Tişikkirlir sipirminciklerim. :)
Ben, sadece arkadaş ortamında bu blog işinden bahsedince biraz çekiniyorum, hala yorum almaya alışamadım. Çoğu zaman çok ani tepkiler gösteriyorum. Onunda farkındayım.
Çoğu da zaman kırılgan, alıngan biriyim. Kendimi bu konularda tanıyorum az çok. Ama arkadaşlarımı da tanıyorum. Bir şeyi açıklığa kavuşturmalıyız artık. Buraya yazıp çizdiklerim, sizden gizlediğimi ya da ifade etmediğimi düşündüğünüz şeyler beni yaralamıyor. Sizi de yaralamasın.
Ben geçtim oraları. Sizde geçin.
Bazen doğru zamandır içinizdeki çoğu şeyi ortaya döküverirsiniz bir anda. İnsanlarla aranıza ördüğünüz tüm duvarlar iniverir birden.
Bazen de işte, bazende değer verdiğiniz insanlara anlatamazsınız çünkü doğru zaman değildir.
Yeri değildir yani.
Bazı parçalarım eksik ya da şöyle söyleyeyim arkadaşlarımın, burayı okuyan senin anlayamadığın şeyler eksik bende. Biliyorum. Ama bunlara üzülmüyorum ve yapmayı hep sevdiğim şeyleri yapmaya devam ediyorum.
Herkes şey der, hayatın inişleri çıkışları vardır.
Doğru.
O kadar çok iner çıkarsınız ki bazı basamakları öyle bir zaman gelir ki artık ilk çıkışta beklersiniz iniş ne zaman diye. En mutlu anlarımızı kendimize zehir ederiz belki de böyle yaparak.
Ama hayır.
Her anın, mutluluğun çok değerli.
Hayatta kendin için çizdiğin tablo çok değerli.
Bizim dünümüz ve yarınımız kadar bugünümüzde değerli.
Üniversite son sınıftayken okul gözüne daha hoş gelir mesela. Tıpkı hayatının son yıllarındayken nasıl çevrende ses olmasını, insanları özlersin tıpkı onun gibi.
Her şeyin farkına biterken varmaya şartlandırılmışken bunu değiştirme şansımız bugün var.
Pazartesiyi güzel bir gün yap, salıyı ise pazartesiden daha güzel yap. Çünkü hala şansın var.
Görüşmek üzere, -d
Hiç yorum yok: